19 Temmuz 2012 Perşembe

AÖF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 3. SINIF XVI. YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI 6.ÜNİTE

XVI. YÜZYIL MESNEVİLERİ-I XVI. YÜZYILDA MESNEVİ XVI. yüzyılda mesnevi türünde pek çok eser yazılmıştır. Daha önceki yüzyıllarda ahlaki ve didaktik nitelikteki mesnevilere karşılık bu yüzyılda daha çok aşk, tasavvuf ve tarih ko¬nulu mesneviler kaleme alınmıştır. Bu yüzyılda hamse sahibi şairler: Ahmed-i Rıdvan, Taşlıcalı Yahya, Lamiî, Gelibolulu Âlî, Şemsettin-i Sivasî ve Celilî Ahmed-i Rıdvan: Eserlerini II. Bayezit adına tertip etmiştir. Anadolu ve Rumeli'de sancak beyliği görevlerinde bulunmuştur. • Hamsesindeki mesneviler: İskendername, Leyla vü Mecnun, Hüsrev ü Şirin, Rıdvaniyye ve Mahzenü'l-Esrar'dır. • II. Bayezit'in şehzadesi Ahmet adına da Heft Peyker mesnevisini yazmıştır. Taşlıcalı Yahya: Yüzyılın en dikkat çekici mesnevi şairidir. Mesnevi geleneği içinde öz¬gün ve yerli konuları işleyerek üne kavuşmuştur. • Hamsesindeki mesneviler: Gencine-i Raz, Şah u Geda, Usulname yahut Kitab-ı Usül, Yusuf u Züleyha, Gülşen-i Envar. Bursalı Lamiî: Şairin iki hamse oluşturacak kadar mesnevisi vardır. Lamiî Çelebi, Yusuf u Zeliha ve Leyla ile Mecnun gibi gelenekselleşmiş konularda mesnevi yaz¬mamıştır. Bundan ötürü kaynaklar yeterince üzerinde durmamışlardır. • Mesnevileri: Salaman u Absal, Ferhad u Şirin, Şem ü Pervane, Vamık u Azra, Vîs ü Ramin, Hüsn ü Dil (manzum-mensur), Edhem ü Hüma, Gûy u Çevgân, Mevlit, Maktel-i Hüseyin Gelibolulu Mustafa Âlî : Lamiî gibi o da mesnevilerinin fazlalığıyla dikkati çeker. • Mesnevile¬ri: Mihr ü Mah, Tuhfetü'l-Uşşak, Riyazüs-Salikîn, Mihr ü Vefa, Camiü'l-Buhur Şemsettin-i Sivasî: Mesnevilerinin tamamında dinî-tasavvufi konuları ele almıştır. • Mesnevileri: Mevlit, Süleymanname, İbretnüma, Miratü'l-Ahlak ve Mirkatü'l-Eşvak Bursalı Celilî: Mesneviler:Hüsrev ü Şirin, Leyla vü Mecnun, Hecrname, Mehekname ve Gül-i Sad-Berg XVI. yüzyıl mesnevilerini dört başlık altında toplayabiliriz: 1. Aşk ve Macera Mesnevi¬leri 2. Dinî ve Tasavvufi Mesneviler 3. Tarihî ve Destanî Mesneviler, 4. Realist Yerli Mesneviler. AŞK VE MACERA MESNEVİLERİ XVI. yüzyılda yazılan mesneviler arasında çift kahramanlı aşk hikâyeleri büyük yer tutar. Bu tür mesnevilerin kahramanları kişiler olabileceği gibi kişileştirilmiş varlıklar da olabi¬lir. Şairler çeşitli temsil ve istiareler (alegori ve metafor), kullanmışlardır. Bundan ötürü çift kahramanlı mesne¬vilerin bir kısmını tasavvufi veya temsilî sıfatlarıyla nitelendirmek mümkündür. Aşk üzerine kurulmuş mesnevilerin başında konusunu kutsal metinlerden alan Yusuf u Züleyha gelir. Onun ardından sırasıyla Leyla vü Mecnun, Ferhad u Şirin ve Şem ü Per¬vane sıralanır. Yusuf u Züleyha:Yusuf ile Züleyha arasındaki aşk, mesnevi tarzında en çok işlenen konudur. Şairlerin bu ilgisinde Yusuf ile Züleyha kıssasının kutsal kitaplarda yer almasının payı büyüktür. • Bu konuyu Kemal Paşazade(en ünlüsüdür), Abdurrahman Gubari, Şerifi ve Taşlıcalı Yahya(özgün) işlemiştir. Leyla vü Mecnun: Bu konuda mesnevi yazanlar şunlardır: • Genceli Nizamî (ilk kez Farsça ), Sinan Behiştî (Türk edebiyatında ilk), Kadimî, Celilî, Sevdayî, Larendeli Hamdî, Celalzade Salih ve Ahmed-i Rıdvan (eksik) • Azeri sahasında da bu konuyu Fuzulî ve Hakirî işlemiştir. Fakat Fuzulî, o kadar güzel işle¬miştir ki Leyla ile Mecnun denildiğinde ilk akla gelen odur. Fuzulî, bu aşk hikâyesini tasavvufi bir niteliğe büründürmüştür. Fuzulî'nin "mef 'ulü mefa'ilün fe'ulün" kalıbıyla yazdığı bu eserinb başında bir dibace (önsöz) bulunmaktadır. Hüsrev ü Şirin / Ferhad u Şirin: Sasani hükümdarlarından Hüsrev'in padişahlığı ve Şirin'le olan ilişkisi Şahnamede anlatı¬lır. Asıl kahraman başta Hüsrevdir. Yardımcı karakter olan Ferhat, sonra asıl kahraman olarak işlenmiştir. • Bu konuyu ilk olarak fars edebiyatında Nizami işlemiştir . • XVI. yüzyılda Hüsrev /Ferhad ile Şirin'in aşkını konu edinen on dört mesnevi kaleme alınmıştır. Hüsrev'in aşk kahramanı olarak işlendiği mesneviler kaleme alanlar: • Celilî, ve Ahmed-i Rıdvan’dır. Ahmed-i Rıdvan'ın Hüsrev ü Şirin'i oldukça hacimli bir mesnevidir. Şair, eserini yazarken hem Nizamî'nin hem de Şeyhî'nin eserinden yararlanmıştır. Hatta mesnevi içindeki gazellerden çoğu ve terci-bent Şeyhî'ye naziredir. Asıl hikâyede yardımcı karakter olan Ferhad’ı, hikâyenin asıl kahramanı hâline getiren şairler • Fars edebiyatında Ârifî (ilk), Türk edebiyatında Ali Şir Nevayî (ilk) Harimî, Lamiî ve Şanî • Lamiî'nin Ferhad u Şirin veya Ferhadname isimleriyle bilinen mesnevisi Ali Şir Nevayî'nin aynı adlı eserinin çevirisi gibidir. Kahraman değiştiği için olay örgüsünün de belli oranda değiştiği görülür. Şem ü Pervane: İnsanın, aşk uğruna maddi varlığından vazgeçmesinin, tasavvuf şiirinde ise Tanrı'nın var¬lığında yokluğa erişmenin simgesi olan şem (mum) ile pervane (kelebek) hikâyesi kitap düzeyinde : • İlk defa Fars şiirinde Ehli-i Şirazi tarafından işlenmiştir. • Zatî, Lamiî Çelebi ve Muidî Şem ü Pervane yazmışlardır. Zatî'nin eseri diğerlerinden daha fazla ilgi görmüştür. Gül ü Bülbül: En güzel Gül ü Bülbül mesnevisini Kara Fazlî yazmıştır. Kara Fazlî'nin Gül ü Bülbül mesnevisi: • Alegorik (temsilî) bir eser ni¬teliğindedir. İlk bakışta beşerî bir aşk hikâyesini anlatır gibi görünen eser, şairin mesnevi¬nin sonunda hikâyede kullandığı sembollerin karşılıklarını vermesiyle tasavvufi bir kimli¬ğe bürünür. • Dönemin en önemli mesnevileri arasındadır. Eser, aruzun "fe'ilâtün mefâ'ilün fe'ilün" kalıbıyla yazılmıştır. Mesnevinin sonunda hikâyenin içerisindeki sembollerin karşılıkları birer birer verilir. Buna göre: • gülşen, vücudu • bahar şah, aklı • gül, ruhu • bülbül, gönlü • nesim, nefesi; • lale, sevgiliyi • cuy, sevgilinin tecelli ettiği yeri • jale, şevki • sünbül, kıskançlığı • hâr ise kibri temsil etmektedir. . İznikli Bekayî'nin de Gül ü Bül¬bül mesnevisi vardır. Vamık u Azra: Manisalı Camî ve Bursalı Lamiî Vamık u Azra mesnevisi kaleme almıştır. • Lamiî, mesnevisini Fars şairi Unsurî'nin aynı adı taşıyan eserinden esinle¬nerek yazılmıştır. • Camî'nin mesnevisi de olay örgüsü bakımından Lamiî'nin mesnevisiyle aynıdır. • Mesnevinin olay örgüsü, iç içe girmiş pek çok maceradan oluşur. Bu olaylar çok geniş bir coğrafyada geçer. Salaman u Absal: Lamiî'nin bu eseri, temelde Molla Camî'nin eserinden çeviridir. Ancak şair, eserini sadece bir çeviri olarak bırakmamıştır. Hikâye içerisine olay örgüsünden bağımsız olarak aşk, ev¬lilik gibi konularla ilgili didaktik nitelikte ilaveler yapmıştır. Mesnevideki şahıslara ve var¬lıklara birtakım anlamlar yükleyerek onları sembolleştirmiştir. Aruzun "fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün" kalıbıyla yazılmıştır. Şah u Geda: Şah ile Geda'nın aşkı üzerine kurgulanan bu hikâye, ilk defa Fars edebiyatında Hilalî tarafın¬dan mesnevi tarzında işlenmiştir. • Türk edebiyatında Bursalı Rahmî ve Taşlıcalı Yahya Şah u Geda adlı mesnevi yazmışlardır. • Aruzun "fe'ilâtün mefâ'ilün fe'ilün" kalıbıyla kaleme alınmıştır. • Taşlıcalı Yahya’nın mesnevisinde, klasik hikâyedeki mekân değişmiştir. Olaylar İstanbul'da geçer. Ayasofya ve At Meydanı tasvir¬leri o dönem İstanbul'undan ayrıntılar sunar. Bu mesnevi tarzında ilktir. Cemşid ü Hurşid: Cemşid ü Hurşid mesnevisi, Çin hükümdarı Fağfur'un oğlu Cemşid ile Rum hükümdarı Kayser'in kızı Hurşid arasında geçen aşk hikâyesi üzerine kurulmuştur. XVI. yüzyılda iki şair Cemşid ü Hurşid mesnevisi kaleme almıştır. Bunlardan ilki Abdî'dir. İkincisi ise Hubbî Ayşe'dir. Ancak onun eseri henüz ele geçmemiştir. Varka ve Gülşah: Konusunu Arap edebiyatından alan ve mesnevi halinde ilk olarak İran edebiyatında işle¬nen Varka ve Gülşah hikâyesi • Fars edebiyatında Ayyukî adlı bir şair tarafından kaleme alınmıştır. • Türk edebiyatında ise ilk defa XIV. yüzyılda Yusuf-ı Meddah tarafından mesnevi türünde işlendiği halde yaygınlaşmamıştır. • XVI. yüz¬yılda Defteremini Mustafa Çelebi, Varka ve Gülşah mesnevisi yazmıştır. XVI. yüzyıl Türk edebiyatının diğer aşk ve macera mesnevileri : • Niğdeli Muhibbî'nin ve Abdî'nin Gül ü Nev-rûz'u • Lamiî'nin Vîs ü Râmîn'i • Hâşimî'nin Mihr ü Vefa'sı • Gelibolulu Mustafa, Çorlulu Zarifî ve Kıyasî'nin Mihr ü Mah mesnevileri • Âhî'nin Hüsn ü Dil'i bu asrın bilinen çift kahraman¬lı aşk ve macera hikâyeleridir. Bunlardan başka Heft Peyker, Hüma vü Hümayun, Edhem ü Hüma ve Cemşah u Âlemşah adlı mesnevileri de sayabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder