19 Temmuz 2012 Perşembe

AÖF TDE OSMANLI TÜRKÇESİ GRAMERİ 2. ÜNİTE

ARAPÇA MASDARLAR: Fiilden türemiş isim kategorisinde kelimelerdir. Türkçede –mek, -me, -iş, -lık eklerinin anlamını karşılayan kelimelerdir. Arapça kelimeler fiillerden türer. Kelimelerin kökü, bir fiilin üçüncü tekil şahıs, geçmiş zaman çekimidir. Fetaha(=açtı)>feth(=açma) gibi. Arapça masdarlar türedikleri fiilin kökünde zâid harf bulunup bulunmamasına göre iki gruba ayrılır. Zâid harf bulunmayan kelimelerden türeyen masdarlara mücerred; zâid harf bulunan masdarlara mezidünfih masdarlar denir. Mücerred (yalın) masdarların kalıpları belli bir anlam üretmezler. Bu kelimeler dilin kullanımıyla öğrenilir. Bu yüzden bunlara semai (işitilerek öğrenmeye dayalı) masdarlar da denir. Bunların anlamları sözlüklerden bulunur. Mezidünfih masdarların kalıpları belli anlamlar üretir. Mezidünfih masdarlarda kalıplara bakarak bu kelimelerin anlamı hakkında fikir yürütülebilir. Geçişli, geçişsiz, etken, edilgen, dönüşlü gibi özellikler bulunduran kalıplardır bunlar. Bu masdarlara kıyasi masdarlar da denir. Bu masdarların sözlüğe bakmadan sezilecek bir anlamı vardır. MÜCERRED (SEMAİ) MASDARLAR: Mücerred masdarlar belli bir anlam üretmezler. Bu bakımdan mücerred masdarlar ve câmid(donuk) isimler birbirlerine benzerler ve birçok kalıpları ortaktır. Semai mücerred masdarların büyük kısmında asli harflerin sayısı üçtür. Asli harfin sayısı üç olanlara sülâsi mücerred masdarlar, asli harfin sayısı dört olanlara rubai mücerred masdarlar, asli harfin sayısı beş olanlara humasi mücerred masdarlar denir. Osmanlı Türkçesinde daha çok sülasi mücerred masdarlar kullanılmıştır. Dörtlü ve beşli masdarlar dilimizde çok az kullanılmıştır. Sülasi mücerred masdarların bir kısmında tek ünlü vardır bu tür kelimelerde ünlü türemesi görülebilir. Fikr>fikir, rızk>rızık, şükr>şükür gibi. Bunlar ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında orijinal biçimlerine dönerler. Zehir>zehrolmak Rubai mücerred masdarların bir tek vezni vardır. Fa’lelet = فعللة Bu vezindeki ة Osmanlı Türkçesinde genellikle e,a bazen de t olarak okunur. Terceme, arbede, fezleke… bazı cümlelerin kısaltılması da bu kalıptadır. Bu tür kelimeler menhût denir. Besmele(bismillahirrahmanirrahim), hamdele(elhamdülillah) MİMLİ MASDARLAR: Mimli masdarların ortak özelliği başlarında ekleme bir mim olmasıdır. Bu tür masdarların diğer semai masdarlardan bir farkı yoktur. Yani özel bir anlam üratmezler. Dört vezni vardır. Bu vezinlerin çoğu; ism-i zaman, ism-i mekan, ism-i alet vezinleriyle aynıdır. Aralarındaki fark sadece cümle içindeki anlamlarından çıkarılabilir. Mef’il مفعل : mev’id(söz verme), mevlid(doğum) Mef’ilet مفعلة: ma’rifet(bilme), mağfiret(bağışlama), mev’iza( öğüt) Mef’al مفعل: matlab(istek), maksad(amaç), masraf Mef’alet مفعلة: merhamet, mefharet(övünüş), mes’ele(sorulan şey) MEC’ÛL MASDARLAR: Bazı sıfat ve isimlerin sonuna –iyyet eki يت getirilerek Türkçede –lik,-lık ekiyle karşılanan anlamlar üretir. Arapça masdarlara bu ek getirilmez. Bu sadece Osmanlı Türkçesinde kullanılmıştır. İnsaniyet, cahilliyyet, mahcubiyet, İSM-İ FÂ’İL VE İSM-İ MEF’ÛL: Masdarlar fiillerden türemiş kelimeledir. Türedikleri fiil köklerinde belirtilen hareketi yapanı ifade eden kelimeler türetildiğinde ism-i fâ’il (etken), bu hareketten etkileneni ifade eden kelimeler türetilirse ism-i mef’ûl (edilgen) kategorisinde kelimeler üretilir. Mücerred masdarların ism-i fâ’illeri; fâ’il vezninde, ism-i mef’ûlleri; mef’ûl vezninde olur. ism-i fâ’ilde elif zâiddir. ism-i mef’ûlde mim ve vav zâiddir. Örnek: كتب ketebe(yazdı), كاتب kâtib (yazıcı, yazan), مكتوب Mektûb (yazılan şey)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder