19 Temmuz 2012 Perşembe

AÖF TDE OSMANLI TÜRKÇESİ 4. ÜNİTE

ÇEVİRİYAZI Bir dilin eski bir döneminde farklı bir alfabeyle yazılmış metinleri kullanılmakta olan alfabeye aktarma işlemine çeviriyazı (transkripsiyon), bu uygulamada kullanılan alfabeye de çeviriyazı alfabesi denir. Başlıca çeviriyazı alfabeleri şunlardır: 1. Fonetik(sesçil) çeviriyazı alfabesi: Bir dilin bütün seslerini göstermeye kişilerin söyleyişlerindeki farklı sesleri, ağızları aktarmaya yarayan alfabedir. 2. Metin çeviriyazısı alfabesi: Dilin eski dönemlerinde kullanılmış olan farklı bir yazının ses işaretlerini (harflerini) kullanılmakta olan alfabelerdeki işaretlere aktarmaya yarayan alfabedir. İki türü vardır: a) Harflerin birebir karşılıklarıyla yapılan çeviriyazı uygulaması: sesleri ve ses değerlerini göz önünde bulundurmaz. Kaynak metindeki her işareti kullanılmakta olan alfabenin bir harfiyle karşılar. Bu uygulamaya harf çevirisi (transliterasyon) denir. b) Yorumlanmış çeviri uygulaması: Çeşitli kaynaklardan metnin yazıldığı dönemi tanıtır. Bu alfabe metnin yazıldığı dönemdeki konuşma diline göre sesleri yansıtmayı hedefler. Bu türe olağanlaştırılmış metin çeviriyazısı denir. Çünkü bulunamayan sesler olağanlaştırılarak verilmiştir. SES SİSTEMİNİ BELİRMENİN KAYNAKLARI: İki ana kaynak vardır: 1. Dış malzemelerden oluşan kaynaklar: O dönemde yaşayıp söyleyişi dolaysız tanıma yoluyla anlatmış kişilerin tanıklığına dayanır. Osmanlı Türkçesi için Avrupalı gezginler, tüccarlar, özellikle de dil bilimciler önemli kaynaklardır. 17. Ve 18. Yüzyıllar Türkçesi üzerine dil bilimcilerin çalışmaları önemlidir. 2. Seslerin dildeki iç gelişimi, yazıda gösterilmesindeki çeşitlilik ve edebiyatta kullanımından elde edilen deliller: seslerin yazıda farklı harfle gösterilmesi birtakım değerlerin belirlenmesi açısından önemlidir. س/ص ذ/ز/ض ط/ت ط/د harflerindeki nöbetleşmeler bulundukları hecelerin kalın-ince sıra sıralarını göstermeye yarar. Edebiyat eserleri de söyleyişi yansıtmakta önemli kaynaklardır. ÇEVİRİYAZILI METİNLER: Latin alfabesiyle yazılmış Osmanlı Türkçesi metinleridir. 17.yy’a ait olan Meninski’nin grameri ve 18.yy’a ait olan Viguer’in grameri bu metinlerin en önemlileridir. Her ikisi de konuşma dili ile okuma dili arasındaki farkı vurgular ve kullandıkları çeviriyazı alfabesinde bu farkı belirtirler. Meninski okumuşların dilini öne çıkarmış; Viguer ise konuşma dilini esas almıştır. Meninski’nin çeviriyazısı: Meninski Osmanlı Türkçesini araştırırken Arapça ve Farsça ile karşılaştırmalar yapar. Bu dillere özgü ünlü ve ünsüzleri tanıtır. Birçok ünsüzün Türkçe’de kullanılmadığını belirtir. Çeviriyazı alfabesinde bunların yerine tek işaret kullanır. Meninski : a) Yazıdaki bütün ünlü uzunluklarını gösterir. b) Halklılaşmış kelimelerdeki değişen ses değerlerinin yazıya aktarıldığını gösteren örnekler verir. c) Ekleri tanıtırken konuşma ve okumadaki değişikliklere değinir. d) Kullandığı sesçil alfabe ayrıntılıdır. e) Kültürlü kişilerin yazıya bağımlı okuma dilini öne çıkarır. Örnek: الدم غروشه اوچ -> üç ğroşe aldüm. Viguer’in Çeviriyazısı: Viguer’in çeviriyazısında çok sayıda ikili, üçlü harf öbeği vardır. (u için ou, ç için tch, c için dj gibi)Konuşma dilindeki ünlü uyumlarına bağlıdır. Hem ortak konuşma dilini hem de hoca dediği okuma yazma öğretenlerin yazıyı seslendirme biçimleri Meninski’ye göre daha açık olarak ikili çeviriyazı uygulamaları yapmıştır. Örnek:اولدى فرض اوزرنه آرامق فضيلتى بلدى كندينى كمسه بر 1. Bir kimse kendini bildi, fazileti aramak üzerine farz oldi (hocaların söyleyişi) 2. Bir kimse kendini bildi, fazileti aramak üzerine farz oldu (ortak konuşma dili)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder